13 Eylül 2010 Pazartesi

Gerçekten aşk varmıymışmış..

Peyton'a bakarken Summer'ı kim görse anlardı aşkın varolduğunu..Peyton'ı kesinlikle dinleyemiyordu fakat kesinlikle dikkatle yaptığı birşey varsa; o da erkeğinin mimiklerini hafızasına kazımaktı.Uzun zamandır göremediği ve göremeyeceğini de bildiğinden geçen saniyeler milyarlarca insan için ne kadar önemsizse bir sıralama yaparsak en fazla o zamanı yaşayan Summer'dı.Bir zamanlar yüzüne parmaklarıyla dokunduğu,sonradan bunu hayalinde yaptığı adam şimdi yine karşısında ama parmakları titreyerek bardağını yokluyordu.Daha sonraları ona sinirlenecek,unutmak isteyecek,birkaç gün aklına gelmeyecek,sonra Peyton'ın haberi dahi olmadan hayaller kuracak,O'nu sevmeyi sevmeye devam edecek,doğru adam için paha biçemeyecek,vazgeçip vazgeçip baştan sevecekti.Ne kadar gel-git yaşarsa yaşasın sevmek kararlılığından hiçbirşey Summer'ı alıkoyamayacaktı.Biliyordu.Peyton'ın kendisini kırdığını,kırmayı bırak paramparça ettiği günleri unutuyor,sonra da dünyanın en mutlu kadını gibi hissettirdiği -'gibi'yi bırak öyle olduğu- günleri de unutuyor Peyton'ın içini seviyordu.O yüzden onun aşkını hatıralara olan hasta tutkunluk olarak adlandırmak imkanı da ortadan kalkıyordu.Summer'ın durumunun bi adı yok.Summer sadece 'aşık'tı eğer 'aşk' VAR ise.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder